Dünya ve Avrupa şampiyonu ulusal sportmen Yasemin Adar Yiğit, elde ettiği başarılarla Türk bayan güreşinde rol model oldu.
Anadolu Ajansı’nın Cumhuriyet’in 100. yıl dönümü münasebetiyle hazırladığı “spor” temalı evrak haberler kapsamında bu haberde Türk güreşinin bayan öncülerinden Yasemin Adar Yiğit’le yapılan röportaja yer verildi.
Bayan güreşinin en kıymetli temsilcilerinden Yasemin, Türkiye’ye ismini 2016’da Letonya’nın başşehri Riga’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda duyurdu. Avrupa şampiyonluğuna ulaşan ulusal güreşçi, tertip tarihinde Türkiye’ye bayanlarda birinci altın madalyasını kazandırdı. Türk bayan güreşinde yeni bir sayfa açan Yasemin, bu şampiyonlukla da yetinmedi ve 6 sefer ismini Avrupa’nın doruğuna yazdırdı.
“İlklerin kadını” Yasemin, Avrupa’nın yanı sıra dünyanın da tepesine çıkmayı başardı. Yasemin, Fransa’nın başşehri Paris’te gerçekleştirilen 2017 Dünya Şampiyonası’nda altın madalya kazanarak bir prensip daha imza attı.
Tokyo Olimpiyatları’nda sıkletinde üçüncü olarak bayanlar güreşte Türkiye’ye birinci olimpiyat madalyasını getiren Yasemin, geçen yıl Sırbistan’ın başşehri Belgrad’da bir sefer daha dünya şampiyonluğuna ulaştı.
“Paris’te altın madalyayı hedefliyorum”
Cumhuriyetin 100. yılı hasebiyle AA muhabirine açıklamada bulunan Yasemin Adar Yiğit, elde ettiği başarılardan ötürü çok keyifli ve gururlu olduğunu belirterek, “Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Avrupa ve dünya şampiyonu olan, olimpiyat madalyası alan birinci Türk bayan güreşçiyim. Başarılarımın üzerine yeni muvaffakiyetler ekliyorum. Ülkemize daima yeni madalyalar getirmeye çalışıyorum.” dedi.
Maksatlarını daima yükselttiğini vurgulayan Yasemin, “2016 Rio Olimpiyatları’na katılmayı, 2020 Tokyo Olimpiyatları’nda madalyayı hedeflemiştim. 2024 Paris Olimpiyatları’nda ise altın madalya almayı hedefliyorum. Muvaffakiyet basamaklarını teker teker çıkmaya çalışıyor, amacımı her vakit yeniliyorum. Bu da beni her vakit formda, dinç tutuyor.” diye konuştu.
Cumhuriyetin 100. yılını kutlayan ulusal güreşçi, “Türk bayanına yaraşır bir halde ülkemizi temsil ediyorum. Cumhuriyet’imizin 100. yılında, Ulu Liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün yakmış olduğu ışığı benimseyen gençler olarak onun yolunda ilerlemeye çalışıyoruz. Türk bayanının gücünü herkese göstermeye çalışıyoruz. Çok güçlü bir toplum olduğumuz, örfümüze, adetimize, geleneklerimize çok bağlı bir yapıya sahip olduğumuz, her vakit ülkemizi en güzel formda temsil edip, bayrağımızı dalgalandırmaya çalıştığımız ve Türk bayanının gücünü, Türk’ün gücünü herkese gösterdiğimiz bir 100. yıl diliyorum.” sözlerini kullandı.
“Kapıyı araladım”
Kazandığı madalyalarla Türk bayan güreşinin öncüsü olan Yasemin Adar Yiğit, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Bizim örf ve adetimizde elle tutulur, gözle görülür birinin olması gerekiyor. Rol model olmak gerekiyor. Ben de bunun imkansız olmadığını gösterdim. Ben yalnızca kapıyı araladım. Sağ olsunlar genç kızlarımız da bana inandılar, güvendiler. Benimle bir arada Avrupa, dünya şampiyonu olan genç kızlarımız var. Hepimiz gümbür gümbür geliyoruz. Kadro halinde büyüklerde Avrupa şampiyonu olduk. Mutlaka hafife alınmayacak bir muvaffakiyet. Bunu samimiyetle söyleyebilirim. Zira bayan güreşi geç kuruldu. Başta ister istemez çok fazla muvaffakiyet yoktu fakat sonra çok fazla muvaffakiyet gelmeye başladı.”
Yasemin, bayan güreşine yönelik toplumdaki ön yargının kırıldığına işaret ederek, “Toplumumuzda şu an ön yargıyla bakılmıyor, tersine herkes bizi destekliyor. Toplumsal medyadan çok hoş takviyeler alıyoruz. Bu da bizi olumlu etkiliyor. İnanıyorum ki 2024 Paris Olimpiyatları’nda en çok madalya sayısına ulaşan ekiplerden biri olacağız.” değerlendirmesinde bulundu.
Sakatlığı nedeniyle son Dünya Şampiyonası’na katılamayan başarılı ulusal güreşçi, şunları kaydetti:
“Orada olmayı muhakkak çok istedim, çok üzüldüm. Zira çok güzel hazırlık devri geçirmiştim. Son bir kamp devrimiz kalmıştı ve Sırbistan’daki Dünya Şampiyonası’na gidecektik. Maalesef anlık bir operasyon geçirmem gerekti ve Dünya Şampiyonası’na katılamadım. Televizyon başında izlemek nitekim bu vakte kadar hiç yaşamadığım bir durum. Çok hoş bir ortam vardı, kızlarımız çok hoş uğraşlar yaptı. Konutun Demirhan 50 kiloda kota aldı, 68 kiloda Buse Tosun dünya şampiyonu oldu. Onların yanında olabilmeyi, takviye olmayı çok istedim. Zira biz nitekim fedakar yapıya sahibiz. Yılın 11 ayını kampta geçiriyoruz, birbirimize çok bağlıyız. Şu an Ankara Eryaman’da rehabilitasyon dönemimdeyim. Tedavi sürecim âlâ gidiyor. Şubat ayında Avrupa Şampiyonası var. Oraya yetişmeye çalışıyoruz. Olimpiyatlara gidebilmek için kota da almamız gerekiyor. Azerbaycan’da Avrupa olimpiyat elemeleri var. Akabinde İstanbul’da dünya olimpiyat elemeleri düzenlenecek. İnşallah onları da güzel bir halde atlatıp Paris’e giderim.”
