Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı himayelerinde Fatih Belediyesi ve Klasik Türk Sanatları Vakfı işbirliğinde ‘’Çerçeve İçi – Çerçeve Dışı’’ temasıyla düzenlenen 2. Yeditepe Bienali, son yeri Yedikule Hisarı’nda sanatseverleri ağırlıyor. Bianelin küratörü Berkan Karpat, yapıtlara ve sergileme stiline ait konuştu.
Son devrin ağır ilgi sanat aktifliği 2. Yeditepe Bienali, son yeri Yedikule Hisarı’nda 6 yapıtını sanatseverlerle buluşturuyor. 5 sanatkarın 6 yapıtının yer aldığı Yedikule Hisarı’na dair bienalin küratörü Berkan Karpat, eserler ve sergileme biçimine dair şunları söyledi: ‘’Zindanların özellikleri kulelerinin yüksek olmaları ve böylelikle eser için bir meydan açmalarıdır. Bu stant biçiminde vertikal durum değerli oluyor, üç kule de bu özelliği 3 eser için veriyor. Birinci yapıtta çerçeveler yukardan asılmıştır ve sanatkarımız ÇER-VE demiştir bu yapıta –ve’lerle uğraşıyor. Çerçeveler yukardan yatay olarak asıldığı için perspektifimiz değişiyor yani üst gerçek bir bakıyoruz. Vertikal bir bakış açısı da kelam konusu olabilir diyor eser. Öteki bir yapıtta ise aşağı yanlışsız bir hareket var, yeniden vertikal bir hareket. Burada da Kuran’daki Yusuf suresindeki ayetler teker teker dağılıyorlar ve tekrar bir ortaya geliyorlar. Bunu da lakin bir vertikal bakışla çıkışını ve inişini izlemiş oluyoruz.‘’
‘’HER İNSAN BİR ÂLEMDİR’’
Karpat konuşmasına şöyle devam etti: ‘’Üçüncü kuledeyse bir seyru süluk kelam konusu. Bu
yerleştirmede dervişlerin aldığı bir yol kelam konusu. Devran içinde giden, semada olan karmaşık bir yol üzere gözüküyor. Çalışmanın boyutu yükseğe gerçek açılmıyor ancak bize yüksekten geldiğini fark ettiriyor. Öbür kulede ise vertikal bir teknik yok, odalama tekniği var. Orada 3 eser bulunuyor. Birinci eser girişte, rahim diye pirinçten bir sargılı nesne bulunuyor. İkincisi bir fotoğraf, burada da beşerle Kuran bağı ele alınmıştır. Kuran’da her insan bir âlemdir denebilir, yaşanan Kuran insandır denebilir ya da Kuran insandır diye de kısaltılabilir. Bu Aman Abbas’ın çalışması, 2015 yılında fotoğraf dokusunda bir performans esnasında yapılan bir çalışmadır.
‘’GENÇ OSMAN’IN MANEVÎ ŞEFLERİNE YASİN OKUMUŞ OLUYOR’’
Son eser Genç Osman’ın boğularak öldürüldüğü odadadır ve bir anıt heykeli olarak kullanılıyor. Süleymaniye’deki Yasin mühleti yapıtı orada başlayarak sesi anıta taşıyor. Eser, Genç Osman olayını hatırlatıyor ve Genç Osman’ın manevî şeriflerine bir Yasin okumuş oluyor. Yasin’de ses olarak ikinci boyut kıymetlidir ancak titreşim hali de vücuda alınabilir ve bir Fatiha durumunu izleyiciye götürebilir.’’
Bir başka eser için de Karpat şunları kaydetti: ‘’Kulenin orta yerindeki ses yerleştirmesi, ‘’Acaba Karagöz oyunu mu oynanıyor?’’ duygusu oluşturuyor iştirakçilerde. Karagöz ve Hacivat oyunu Osmanlı periyodunda her vakit içinde bir tenkit ögesi barındıran siyasi bir olay olduğu için müşahedesi işaret ediyor. Ses yerleştirmesinde dört hoparlörden 4 farklı figürasyon konuşmuş oluyor. Sesler birbirine karışabiliyor ve dinleyicilerin sesleri arayıp, ayırması gerekiyor. Birinci hoparlör Karagöz’ün sesini, ikinci hoparlör Hacivat’ın sesini, üçüncü hoparlör Arap kızı figürasyonu, dördüncü hoparlör de bir Ermeni beyefendinin sesini veriyor.‘’
5 SANATÇI 6 ESER
Karpat ‘’Böylece 6 yapıttan oluşuyor ‘’Yedikule’’miz. Gerisinde da toplam 5 sanatkarımız bulunuyor. Birincisi Seyru Süluk, ikincisi Çer-Ve, üçüncüsü Yusuf Mühleti, dördüncüsü Genç Osman Anısı, beşincisi fotoğraf ve altıncısı da Rahim. Yusuf Mühleti ve Çer-Ve yapıtları İsmail Bey’in elinden çıktığı için 6 yapıta toplamda 5 sanatkarın elinden çıkmış oluyor.’’ dedi
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
